Perşembe, Ağustos 18

Gidelim buralardan

Her isteyene 30 bin TL hibe!


Hani hep “Kaçsam, şehrin derdini denize döksem, kendim ekip kendim biçsem” deriz de sonra “Nerede o imkân” diye omuzlarımız düşer ya... 
Müjde! O an geldi. 
Devlet buna niyetlenen herkesin cebine 30 bin lira para koyacak. 
Niyet tamam, şartlar uyuyor, ciddiyette de bir sıkıntı yoksa 
buyurun size yedi adımda köye yerleşme rehberi...


1- YERİ İYİ SEÇİN
İster köyünüze, ister gönlünüzde yatan yere... Hiç fark etmez, dikkatli olmalısınız: Seçtiğiniz yere HES, maden, hatta Kaz Dağları’nda olduğu gibi petrol arama izni bile verilmiş olabilir. Sonra desteğini aldığınız devletle papaz oluverirsiniz, şimdiden söylemesi... 


2- DOMATES Mİ KUZU MU?
Desteklenecek projeler şunlar: Bitkisel üretim, hayvansal üretim, yöresel tarımsal üretim, tıbbî ve aromatik bitki üretimi, işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik projeler. Yazacağınız projenin kabul görmesinde ‘uygun havzaya uygun ürün’ kilit rol oynayacak. Çok yağış alan bir bölgede az su isteyen bir ürünün, az su olan bir yerde çok su isteyen bir ürün tarımının pek manası yok mesela. 

3- DEVİR, ETİKET DEVRİ
İşin sorumlusu Tarım Bakanlığı. Projenizi yazmadan önce, şartları iyi öğrenin. Uygulama tebliği henüz yayımlanmadı ama yakından takip edip mutlaka hatmedin. Devir, etiket devri. Söz konusu proje oldu mu yazacağınız her cümlenin önemi var. Bunun için il tarım müdürlüklerinden destek alın. Hangi bölgede ne üretiminin teşvik edildiğini bilmek projenizi dört başı mamur hazırlamanızı sağlayacak. 

4- NE KADAR EKMEK...
Diyelim ki buraya kadar kazasız belasız geldiniz. Teklifiniz kabul gördü. Ama bir anda cebinize 30 bin liranın gireceğini düşünmeyin. Size bir miktar avans verilebilir, bu mümkün. Proje bir program doğrultusunda desteklenecek. Proje ilerledikçe para gelecek. 

5- TAPU DİYE TUTTURMAYIN
30 bin lira aslında çok kritik bir miktar. Diyelim ki Burdur, Isparta civarında lavanta ekmeye karar verdiniz. Gidip hemen oralarda tarla falan satın almaya kalkmayın. Parayı toprağa gömüp sonra o toprağa ekecek tohum paranızın kalmaması yazık olur. Kiralamak da bir çözüm. Unutmayın, temel amaç hayatınızı değiştirmek değil, belirlenen alanlarda üretim artışını teşvik etmek.

6- TASI TARAĞI TOPLARKEN...
30’lu yaşlardaysanız büyük ihtimalle çocuğunuz da var... Okulu hesaba katın. Geçiminiz için gerekli aylık miktar (daha önce deneyenlerin ortak görüşü, mutfak masrafı + kira, faturalar dahil 1000 lira). Bir de geride kalacak yakınlarınızı ikna etmeniz gerekecek.



PROJENİN 5N 1K'SI

NE: Projenin adı vatana-millete umut verici kelimelerden oluşuyor: Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Genç Çiftçi Projeleri’nin Desteklenmesi. Kim yazmışsa bravo, şiir gibi!

NEDEN: Kâğıt üstünde amaç, ‘genç çiftçi girişimciliğini desteklemek’... Siz bunu ‘çökmek üzere olan tarımı ayağa kaldırmaya çalışmak’ olarak okuyun. Çünkü son 25 yılda, yeşil mercimek ekim alanı yüzde 94, tütün yüzde 69, nohut yüzde 60, kuru fasulye yüzde 48, patates yüzde 25 daraldı. Canlı hayvan, kurbanlık, karkas et ve saman ithalatçısı durumundayız. 78 milyonu beslemek için kala kala yaklaşık 6.2 milyon köylü kaldı. 

NEREDE: Bu işi yapmak isteyeceğiniz yerin nüfusu 20 bini geçmemeli. Türkiye’de buna uygun yaklaşık 300 ilçe var. Köy sayımızsa 16 bin. Desteklemeler tarım havzalarına göre yapılıyor. www.tarim.gov.tr/Konular/Tarim-Havzalari adresinden hangi havzada, hangi üretimin teşvik edildiğini öğrenebilirsiniz. 

NE ZAMAN: Bu destek 1 Ocak 2016 - 31 Aralık 2018 arasında yapılacak. Yani iki yılda yaptınız yaptınız. Yapamadınız, “Nerede o imkân” diye hayal kurmaya devam. 

NASIL: Devlet bu iş için 30 bin liraya kadar hibe verecek. 

KİM: Metinlerde geçen genç çiftçiden kasıt 18-40 yaş arasında olanlar.




Çarşamba, Ağustos 17

NEGATİF ENERJİDEN NASIL KURTULURSUNUZ?


Stres, bunalım, depresyon yada can sıkıntısı yaşıyorsanız. 
Meditasyon yapmayı bilmiyorsanız yada konsantre olamıyorsanız aşağıdaki 10 basit yöntemi sıkıntılarınızdan kurtulmak için bir araya getirdik.
Bunları birer basamak olarak kullanabilirsiniz.



1.TOPRAKTA YÜRÜMEK:
Topraktan enerji alırız,üstümüzde biriken negatif enerjiyi ise toprağa verir,boşaltırız. Toprakta çıplak ayakla 5 dakika yürümek üzerinizdeki negatif duygu ve düşüncelerin toprağa boşaltılmasına yardımcı olur,enerjinizi dengeler,kan dolaşımını hızlandırır ve stresinizi alır. Çünkü toprağın içinde bulunan biyoenerji bu şekilde vücudunuza geçer ve dengelerinizi yeniden düzenler.Böylece siz de en az 5 dakika çıplak ayakla toprak üzerinde yaptığınız bir yürüyüş sonrasında kendinizi rahatlamış hissedersiniz.




2.KÖKLENME:
Köklenme reiki öğretisinden gelme bir tekniktir. Depresyondaki insanlara çok iyi gelir.Bu yöntemle dünya ile bağlantımız güçlenir.Köklenme çalışmasını şu şekilde uygulayabilirsiniz.Ayakta gözleriniz kapalı,ayaklarınız omuz genişliğinde açık ve gözleriniz kapalı bir şekilde durun. Tüm ayak parmaklarınızı hissedin. Sonra tepenizden bir ışık demetinin tüm vücudunuzdan geçerek,toprağın derinliklerine kök saldığını hayal edin. Tüm bedeninizin toprağa kök saldığını düşünün.Bu çalışmayı yaparken hafifçe yaylanabilirsiniz. Bu çalışmayı her gün düzenli olarak yapmak sizi dünyaya hem maddi hemde manevi olarak çok bağlayıp,köklendirecektir.

3.AROMALI MUMA BAKMAK:
Tratak meditasyonu  göz seviyesinde bir mum ışığına bakarak, zihni boşaltmaya yarayan bir meditasyon biçimidir.Bu meditasyonu nasıl yaparız? Önce derin ama sakin nefesler almaya başlayın, göz hizanıza bir mum yerleştirin ve gözleriniz yaşarana kadar mum alevine gözlerinizi kırpmadan bakın. gözleriniz yaşarınca gözlerinizi kapayın ve sonra mum alevi kaybolana kadar bakmayı sürdürün. 15-20 dakika yapılan bu meditasyon ie hem konsantrasyonunuz artacak hem de ruhsal olarak kendinizi dinlenmiş hissedeceksiniz. 

4.YOGA:
Yoga, vücudumuzda biriken negatif enerjiyi atmamızı sağlar.İçinde her zaman olan mutluluğa ve huzura açılan bir penceredir.Yoga sizi daha mutlu daha pozitif ve daha huzurlu bir insan yapar.









5.YÜRÜYÜŞ YAPMAK:
Yürüyüş yaptığımızda vücudumuz "endorfin" adı verilen bir mutluluk hormonu salgılar.Düzenli yürüyüş yapan insanlar daha mutludurlar,çevresindekilere karşı daha anlayışlı olurlar ve pozitiftirler. Yürüyüş yaparken kan dolaşımının neredeyse 2 katına çıkmasından dolayı oksijen beyne daha fazla gider.Böylece konsantrasyonumuz artar ve daha pozitif düşünmeye başlarız.

6.DENİZDE YÜZMEK:
Uzmanlar insan sağlığının mevsimlerle yakından ilgili olduğunu söylüyor.Genellikle güneşli havalarda insanlar daha mutlu ve pozitif olurlar. Yüzmek zaten insan vücuduna karşı çok yararlı bir aktivitedir. Deniz suyu ise özellikle güneşle birleşince bir çok hastalığa karşı koruyucu etki barındırı.Denizde yüzerken salgılana hormonlar insana huzur verir zihni dinlendirir.Böylece zihnimiz ve bedenimiz negatif enerjilerden arınır.

7.AKVARYUMA BAKMAK:
Uzmanlar akvaryumda balık beslemenin insanları rahatlattığını söylüyor.Hatta güzel dizayn edilmiş bir akvaryuma bakmanın stresi azalttığı düşüncesindeler.


8.MASAJ:
Masaj , vücudun enerji kanallarını harekete geçirerek kendini yenileme sürecini hızlandıran bir uygulamadır. Stresten ve depresyondan arınmak için uygulanan en keyifli yöntemlerden birisidir. Masaj kan dolaşımını hızlandırır ki bu zaten bir çok rahatsızlığın kendiliğinden çözümü demektir. Yorgunluğun giderilmesinde, gerginliklerden kurtulmada oldukça etkilidir.








9.ADAÇAYI TÜTSÜLEMEK:
Adaçayı’nın Uzakdoğu felsefesine göre negatif enerjileri olduğunuz ortamdan temizlemek gibi bir olayı varmış. Bu tütsüler için de geçerli tabiki. Ama sadece 1 dal adaçayını yaktığınızda bile odanın negatif enerjilerden temizlendiğini düşünün.

10.ÖRGÜ ÖRMEK:
Örgü örmek hem zihni rahatlatmayı hemde bunamayı geciktiriyor. Uzmanlar örgü örmenin psikolojik terapi ve meditasyon yerine geçtiğini söylüyorlar.

Salı, Ağustos 16

Sucu Kız Gülru

Caddede Su Satan Gülru'dan Satış Eğitimi Aldık
Şimdi 13 yaşında bir küçük kız size satış eğitimi mi verdi? Vay halinize sözlerini duyar gibiyim. Ama DEĞERLİYDİ ve sizin de okuyunca hak vereceğiniz yıllarca edinilemeyen deneyimleri bize feyz verdi.  
Gülru'nun cadde'de su satmaya başladığı gün işe başlamışım. Gülru'yu cadde üstüne koyduğu suları satarken görüp bir kaç su aldım. Sonra bir kaç kez daha aldım. Camdan bakarken Gülrunun sürekli aynı motivasyonla (iki ışık arasında gücünü toplayarak) kırmızı ışıkta su satmasına tanık oldum. Gülru'yu davet edip motivasyonu ve hevesini öğrenmek istedim. Sapık gibi görünmemek için Ezgi ismindeki çalışma arkadaşımdan ofise davet etmesini rica ettim. Gülru geldi. Hikayesini dinledik. Biz 4 kardeşiz. Babamın tekstil işinden kalan penyeleri Metro'da satıyorduk. Kendimize "5 Lira sigaradan ucuz" sloganını bulmuştuk. (Hedef kitlesinin anladığı dilden konuşmuş) Midye satan biri su satıyordu. O 1 hafta tatile gidince su satmaya başladık. Sonra midyeci geldi ve bizi kovdu. O Metro koridorunda satıyordu. Aklıma girişe gitmek geldi. Böylece hem çıkanlara hem de girenlere ilk biz satış yapıyorduk. (Rekabette tıkanmış ve yeni ve daha iyi bir yol bulmuş) Bunu gören Midyeci yeğeni ve 1 arkadaşını çağırıp onların sattığı yerde su sattırmaya ve Gülru'lara sataştırmaya başlamış. (Onlar yine yılmamış.) 2 kardeşi penye'ye dönmüşler. Gülru Atatürk Caddesi Kozyatağı girişinde evlerine yakın yerde su satmaya başlamış. Neden dediğimde öncelikle güvenlik, eve yakınım dedi ama en önemlisi su ısınmasın diye ablası sürekli su tedariği sağlıyormuş.(Tedarik'in zamanlaması ve ürüne göre soğuk veya taze olması önemli) Caddede satarken yayalar çok su almıyormuş ama arabada olanların uzun süre sıcaktan bunaldığını düşünerek arabalara satmaya başlamış. Işık sarı olduğunda suları hazırlıyor sonra koşarak arabaların arasına dalıyormuş. Sonra zaman içinde ki "2 haftada" hangi araba su alır? suratında yorgunluk olan mı alır yoksa sakin olan mı alıra göre gideceği arabayı önceliklendirerek daha fazla satış yapmaya başlamış. (segmentasyon yapmış ve ihtiyaç anını tespit etmiş.) Cuma günü çok önemliymiş. Cuma namazından sonra herkes ya yardım amaçlı ya da cuma namazı sonrası susuz kaldıkları için su alıyormuş. O yüzden bu saatte çok çalışıp tüm gün sattığımı 1 saatte satıyorum diyor. (rekabet avantajını sağladığı anda tüm enerjisiyle maximum fayda sağlıyor)
Gülru'ya bunları yazıp hazırlar bize pzts anlatır mısın dedim. Bilgisayar vardı ama kırıldı tamirde kağıda yazsam olur mu dedi. Tabi dedim. Siz şimdi bunu neden yapıyorsunuz ki dedi. İnsanlar büyüyünce deneyimlerinden dolayı maalesef çaresizlik üzerlerine yapışıyor. Sen yılmadan önündeki engelleri aşmışsın, bunları görüp biz de senin gibi olmaya çalışabiliriz dedim. Ayrıca deneyim satmak daha değerlidir. Sen bunu bize anlatınca tüm günde kazandığından çok fazla parayı kazanabiliyorsun dedim. (Günde 70 TL kazanmak için 70 Tane su satıyor) Neyse ki ikna oldu.  
Aslında benim motivasyonumda çocukluğumdaki Babamın esnaf komşusu Rasim amcanın davranışı etkendi. Rasim amca ben 8-10 yaşlarındayken bana bir kutu Tipitip sakızı alırdı. Ben de onları sokakta satardım. İş çok iyiydi. Çünkü sıfır maliyetle %100 kar:) Sonra niyet çektirdiğim zamanlarda niyet çeker kazandığı Teksas Tommiks'leri sahaftan aldığım paranın daha düşüğüne geri satıp, bana kar ettirirdi. Hala Rasim amcayı rahmetle anarım. Kendime sözüm de; sokak satıcılarından ihtiyacım olmasa da bir şeyler almak oldu. Onların heveslerini desteklemek ve bir nebze bir şeyler paylaşmak. 
Çok uzatmayayım. Gülru bugün bize geldi ve deneyimlerini aktardı. Ben UMUDUMU kaybedersem artık Gülru var. Onu hatırlar tekrar koşmaya devam ederim. 
Yaşı tutsa kesin birlikte çalışmak isterdim. Gülru'ya ekip olarak bir notebook hediye ettik. Belki deneyimlerini yazar ve ilerde iyi bir satış eğitimcisi olur. 
Küçük mü? Hayır! Olgun ve en önemlisi yılmadan deniyor iyileştiriyor çalışıyor. Bence DEĞERLİYDİ. Ne dersiniz?

CV hazırlarken nelere dikkat etmelisiniz?



CV, iş hayatınızın yazılı özetidir. Gelecek işinize ulaşmanın ilk adımıdır, CV’nizi ne kadar iyi yazarsanız; aynı oranda ilk adımı başarıyla tamamlamış olursunuz ve iş görüşmesine 1-0 önde başlarsınız. Ancak CV yazmak o kadar kolay değildir. Yapılan bazı basit ve gereksiz bilgi yanlışları her şeyi bitirebilir. Eğer CV’nizin doğruluğundan emin değilseniz, CV’de bilgi kirliliği olduğunu düşünüyorsanız; haberimiz CV’nizi düzenlemeye yardımcı olacaktır.



İstemediğiniz yerde bulunmazsınız
Bir işe başvuruyorsanız, o işi istiyorsunuz demektir. Cümleler boyunca bunu anlatmanıza gerek yok. Ancak bir önceki işinizden tamamen farklı bir sektöre geçecekseniz neden bu işi istediğinizin özetini yazabilirsiniz. 

Kişisel bilgilerinizi yazmayın
CV’nizde medeni durumunuzu, dininizi veya TC kimlik numaranızı yazmanıza gerek yok! Çünkü artık işveren tarafından bunların sorulması tarih oldu. Sizin kişisel bilgileriniz ne yaptığınızla belirlenir.

Hobileriniz önemsiz
Bu detay kimsenin umrunda değildir. Haftanın her günü koşuya, haftasonları Sapanca Gölü’nde balık tutmaya gitmenizin veya etamin kurslarını takip ediyor olmanızın iş başvurunuzla bir ilgisi yoktur. Sadece zaman kaybına sebep olur.

Yalan bilgiye yer yok
CV’nizde yapmadığınız işleri yapmış gibi göstermeyin. Emin olun ki işverenler sizinle görüşmeden önce sizi sizden daha iyi tanımış olurlar. İş görüşmeniz başlamadan bitebilir. Dikkatinize. 

Yaşınızı belli etmeyin
Eğer başvurduğunuz şirketteki uygun olan pozisyonda belli bir yaşın üzerindeki adaylara yer yoksa ve siz o barajın üzerindeyseniz, lise ve üniversiteden mezun olduğunuz yılları silin. 


Bilgi kalabalığından ve fazla yazıdan kaçının
İşe alım yapan yöneticiler, her pozisyon için ortalama 75 iş başvurusu alırlar ve bu yöneticiler sadece bu işle meşgul değiller. Aynı zamanda kendi işleriyle de ilgilenmek zorundalar. Bu nedenle uzun ve detaylı değil; kısa ve öz olun.

CV’niz için sayfa düzeni ve yazı tipi edinin
CV’nizin sayfa düzeni, yazı tipi, harf büyüklüğü içerik kadar önemlidir. Örneğin 20 puntolu Comic Sans gibi ciddiyetten uzak ve Times New Roman gibi eski moda yazı karakterini kullanmayın. Uluslarası geçerli bir CV sayfa düzeni bulun ve onu kullanın.

1. ve 3. tekil kişiler olmamalı
Ben, benim, o, onun vb. zamirleri kullanmanız yersizdir. Özne+nesne+yüklem düzenli cümle kurgusuna bağlı kalmayın çünkü sizin CV’nizin ’sizden’ bahsettiği çok açık! 3. tekil kişiden bahsetmeniz gerekiyorsa şayet kişinin ismini yazın.

Sizi temsil edecek bir e-mail adresi edinin
qarisma@hotmail.com, dadlu_jojuq@windowslive.com ya da senisefiyomserqan@yahoo.com tarzı gençlik fırtınasına kapılıp aldığınız e-mail adreslerinizi tarihe gömün ve adınızın ve soyadınızın yazılı olduğu sade bir e-mail adresi edinin. Eğer hala bu tarz bir e-mail adresine sahipseniz hemen değiştirin. Bu işlem 1-2 dakikadan fazla uzun sürmez. Endişelenmeyin. 

Sosyal ağ hesaplarınızı yazmayın
Günümüzde artık sosyal ağların ve siber alemin gerçek hayattan farkı yok. Kendine özgü kuralları ve evrensel ahlakı oluştu. Siz de bu dünyanın içinde olduğunuzu CV’nizde belirtebilirsiniz. Ancak size ait her sosyal ağ hesaplarınızı CV’nize yazmanıza gerek yok. Gelecekteki işinizle bir bağlantısı olmayabilir. Profesyonel iş hayatıyla alakalı olan, örneğin; LinkedIn hesabınızı yazabilirsiniz, bu aynı zamanda resmi olmayan dijital CV’nizdir. İş görüşmeleri için sizin destekleyiciniz olur.

Yazı dilinize özen gösterin
Yazı diliniz ne Servet-i Fünun Edebiyatı dili kadar ağdalı ne de arkadaşlarınızla arasındaki diyalog gibi sıradan olsun. Kendinizi kağıt üstünde de kanıtlamak istiyorsanız, düzgün ve duru bir Türkçe kullanın. İş görüşmesinde işverenler tarafından bu detay dikkate alınacağından emin olun.


Kendinizi satmaya çalışmayın
"İnsanlarla iletişimim kuvvetli", "Oldukça düzenli ve hevesliyim", "Takım çalışmalarına liderlik ederim" gibi sıfatlar sizi yansıtmıyorsa onları kendinize yüklemeyin. Çünkü işe alınsanız bile patronlarınız kısa bir süre içerisinde sizi tanıyıp öyle birisi olmadığınıza karar verdikleri anda yeni iş hayatı serüveniniz kısa sürebilir. Kendiniz olun!


Verileri kullanın 
Bir önceki şirkette yaptığınız iş ve işlerin sonuçlarını iyi, güzel, büyük, küçük, başarılı, başarısız gibi belirsizlik ifade edecek kelimeleri kullanmaktan kaçının. Onun yerine çalışmalarınızın başlıklarını kullanın ve sayısal verilere dayandırarak sonuçlarını açıklayın.




Pazartesi, Ağustos 15

JAPON EV DÜZENLEME SANATI



Japonya’da insanlar evlerini daha verimli kullanmak, daha düzenli ve derli toplu hale getirmek için “temizlik danışmanları”ndan profesyonel yardım alıyorlar. 



İşte bu “temizlik danışmanları”ndan biri olan Marie Kondo,  “The Life-Changing Magic of Tidying Up: The Japanese Art of Decluttering and Organizing” yani “Ortalığı toparlamanın hayatınızı değiştirecek mucizeleri: Japon Ortalığı Toplama ve Düzenli Olma Sanatı” isimli kitabıyla birçok ülkede en çok satanlar listesine girdi. Kitabın ana teması, günlük yüzeysel temizlik yerine bir kereliğine yapılan dip köşe temizlik ve düzenlemenin çok daha faydalı olması. “Japon ev düzenleme sanatı” tabirine gülüp geçmek yerine hayatımıza çeki düzen vermek için Kondo’nun tavsiyelerini uygulamaktan bir zarar gelmez! Haydi önerilerine bir göz atalım:

Her şeyden önce yapmamız gerekenler:

  • Evdeki gereksiz bütün eşyaları ayıklamak
  • Gerçekten ihtiyacımız  olan eşyaları düzgün bir şekilde tasnif ederek, onları aradığımızda bulmamızı kolaylaştıracak şekilde düzenlemek.

Burada önemli olan bu adımların sıralaması. İlk önce gereksiz eşyalardan tamamen kurtumalıyız ki, kalanları daha doğru tasnif edip bunlar için daha uygun bir yer bulabilelim.

İlk adım: Gereksiz eşyalardan kurtulmak

Kuralımız şu: Eğer bir eşyayı atmamak için geçerli bir sebebiniz yoksa o eşyadan kurtulmanız gerekir. Ve,  “Kenarda dursun, bir gün lazım olur” asla geçerli bir sebep değildir. Elinizde tuttuğunuz her ne ise, eğer son bir yılda işinize yaramamışsa büyük ihtimalle ileride de işinize yaramayacaktır. “Bu eşya son bir yılda işime yaradı mı, yaramadıysa, ona bakmak ve var olduğunu bilmek beni mutlu ediyor mu?” diye kendinize sormalısınız.İkisine de cevabınız hayır ise atın gitsin.

Kullanmadığınız eşyaları değerlendirmenin pek çok yolu var:

Eşyaları kategorilere ayırarak düzenleyin
Çoğumuz “Bugün mutfağı toparlayayım, yarın yatak odasını, öbür gün oturma odasını” diyerek temizliğe girişiriz. Kondo, bundan ziyade, “bugün elbiselerimi, yarın kitaplarımı, ertesi gün öte beriyi toparlayayım” şeklinde plan yapmamızı tavsiye ediyor.
Sebebi şu: Kitaplarınız ve dergileriniz farklı farklı odalarda olduklarında gözünüze çok görünmeyebilir ama hepsini bir araya getirip yığınlar oluşturduğunuzda aslında ne kadar da çok ve muhtemelen gereksiz olduklarını anlayabilirsiniz.
Kurtulması en kolay eşyalar şunlardır: Elbiseler, kitaplar, CD’ler, aksesuarlar, makyaj malzemeleri, yazma çizme araç gereçleri… Bunların gereksiz olanlarından bir an evvel kurtulun ki, manevi değeri olan ve atıp atmama kararında sizi zorlayacak eşyalara daha çok zaman ayırabilesiniz.


Ev ahalisinin karışmasına izin vermeyin
Sizin kurtulmak istediğiniz eşyalar için evdekiler illa ki “Atmayalım, bir gün lazım olur” diyeceklerdir. Bu da sizin temizlik planınızı tamamen bozacaktır. Size karışmalarına izin vermeyin, yoksa bu dağınıklık büyümeye devam edecek.

“Bunu evde giyerim, atmayayım” demeyin
Gardırobumuzdaki fazlalıklarından kurtulmaya çalışırken bizi engelleyen en önemli düşünce budur: “Atmayayım, dışarıda giymesem de evde giyerim”. Bu çok da iyi bir fikir sayılmaz.
Dışarıda giymekten hoşlanmayacağınız bir elbise sizi mutlu etmiyor demektir. Evde geçirdğiniz saatlerin daha huzurlu olması için  üzerinizde sizi mutlu edecek kıyafetlerin olması önemlidir. Evet belki “Aman kim görecek” diye düşünüyorsunuz ama sağı solu eskimiş, eprimiş elbiseler hem sizin evdeki huzurunuzu kaçırabilir hem de ev ahalisinin.
İnsanların en zor vazgeçtiği şeylerden biri de giysileridir.


Hediyelerle kurduğunuz manevi bağı abartmayın
Çoğumuz bize alınmış hediyelerden kurtulmayı aklımızdan bile geçirmeyiz; çünkü onlarla manevi bir bağ kurmuşuzdur. Aslında, elinizde tuttuğunuz eşyayı değerli yapan kendisi değil, o zamanki duyguların bir ifade ediş biçimi olmasıdır. Bu hediyeyi atmak kesinlikle o anki mutluluğunuza ya da minnettarlığınıza bir ihanet değildir. O olmadan da aynı mutluluğu ve minnettarlığı içinizde yaşayabilirsiniz.

İkinci adım: Kalan eşyaları yerleştirmek

Eşyaları en doğru yerleştirme tekniği nedir?
Eşyalarınızı ilk adımda yaptığınız gibi kategori kategori yerleştirmelisiniz. Aynı kategorideki eşyalar yan yana olmalı. Çorapların hepsi bir yerde, kravatların hepsi bir yerde gibi.

Dikey yerleştime
Eşyaları dolaplara dikey olarak yerleştirmelisiniz. Kitaplarınızı, CD’lerinizi zaten dikey olarak yerleştiriyorsunuzdur. Aynı şeyi kıyafetleriniz için de yapmalısınız. Kıyafetlerinizi önce renklerine göre ayırmalı açıktan koyuya doğru sıralamalısınız. Daha sonra benzer renge olanları düzgün bir şekilde katlayıp üst üste koymalısınız. Böylelikle hem dolabınızı tasarruflu bir şekilde kullanmış olursunuz hem de ihtiyacınız olan kıyafetinizi daha rahat bulabilirsiniz. 

Düzenli ev, düzenli yaşam demektir
Hayatımız anılar ve eşyalar biriktirmekle geçer. Bazen bu anılardan ve eşyalardan kurtulmayı biraz korkutucu bulabilir ve geçmişe ihanet olarak algılayabiliriz. Ancak bu  “arınma korkusu”, şu anda hayatımızda olan insanlarla kurduğumuz ilişkileri ve hatta gelecek planlarımızı olumsuz etkileyebilir. Özetle, gereksiz eşyalardan kurtulmak, “arınmak” ile ilgili olan korkumuzu yenmek için bir başlangıçtır.
Daha düzenli ve fazlalıkların olmadığı bir ev, gereksiz düşüncelerden arındırılmış daha sade planlar yapmamız için bir motivasyon oluşturabilir. Bunun için ev düzenlemeyi, sadece ev düzenlemek olarak değil; hayatı düzenlemek için önemli bir adım olarak görmek gerekir.


Kaynak: Uplifers

KARPUZ SMOOTHIE

KARPUZ SMOOTHIE

Biraz serinlemeye mi ihtiyacınız var.
O halde bu tarifi mutlaka denemelisiniz. ;) 




1 büyük dilim karpuz
3 top vanilyalı dondurma
8 küp buz
1/2 lime suyu


Tüm malzemeyi blenderda karıştırın ve servis edin......

Cumartesi, Ağustos 13

Holstee Manifestosu

Bu senin hayatın





Her neyi seviyorsan onu yap.
Sık sık yap.
Bir şey hoşuna gitmiyorsa, değiştir.
İşinden mutlu değilsen, bırak.
Eğer hayatının aşkını arıyorsan, dur;
Gerçekten gönülden sevdiğin şeyleri yapmaya
başladığında o seni bekliyor olacak.
Aşırı analiz etmeyi bırak,
Hayat basittir.
Bütün duygular güzeldir.
Bir şeyler yerken her bir lokma için şükret.
Zihnini, kollarını ve kalbini yeni şeylere ve
insanlara aç.
Farklılıklarımızdır bizi birleştiren.
İlk karşılaştığın kişiye tutkusunun ne olduğunu sor
Ve onunla hayatına ilham olan hayalini paylaş.
Sık sık seyahat et,
Kaybolmak kendini bulmana yardımcı olacaktır
Bazı fırsatlar hayatta sadece bir defa gelir,
Geldiğinde onları yakala.
Hayat; tanıştığın insanlar ve birlikte
yarattıklarınızla alakalıdır
O zaman kabuğundan çık ve
yaratmaya başla.
Hayat kısa,
Hayalini yaşa.

Ve tutkularını giyin...


Holstee Manifestosu