Cumartesi, Şubat 27

Miniklerin yaşam alanı

Küçük hanımların ve beylerin keyifli dünyası



Hamileliğin ve bir çocuk sahibi olmanın en zevkli ve keyifli yanlarından biri bebeğinizin odasını hazırlamaktır.

Evimizin en önemli ve yeni üyesi kendi odasının hazırlanması ve dekorasyonu konusunda her ne kadar söz sahibi olamasa da sevgili anne ve babasının onun için en güzel, güvenli ve kullanışlı odayı hazırlayacağını bilmektedir.
Doğum yaklaştıkça artan heyecanla aylardan beri hayalini kurduğunuz, o en tatlı ve doyasıya yaşanacak anıların yer alacağı, belki bebeğiniz ile en çok zamanı geçireceğiniz sevgili yavrunuzun odasını tasarlamak zamanı gelir.


NASIL BİR ODA OLMALI?
Odanın görüntü güzelliği ve şıklığı ile beraber, özellikleri, yapısı ve tasarımı çok önemlidir. Bebeğin odasını hazırlarken onun rahatını sağlamak ve tehlikelerden korumak gerekir. Rahatlık ve emniyet bir bebeğin odasında olması gereken en önemli iki özelliktir.
İlk olarak evinizdeki hangi odanın bebeğiniz için en uygun oda olduğuna karar vermelisiniz. Unutmayın o sizin en değerli varlığınız, sakın onun için işte bu oda boş, onun olsun, fark etmez demeyin. Bebeğiniz için en uygun ve en kullanışlı odayı seçmeniz ve ona vermeniz gerekir.
En uygunu gürültüden rahatsız olmayacak kadar uzak, fakat kolay kontrol edilebilir bir mesafede olan odadır. Kuzey cephesine bakan odaları tercih etmeyin. Odanın kuzey cephesine bakması soğuk ve nemli bir oda olmasını sağlar, ayrıca kuzey cepheleri genellikle problemli, nem ve rutubetli cephelerdir. Odanın doğudan ışık almasını tercih edin. Yatak odalarının doğuya bakması herkes için iyidir. Güneş ışınları sabah rahat ve huzurlu uyanmamızı sağlar. Batıya bakan odalar özellikle yaz geceleri çok sıcak olur.
Bebek odasının en önemli özelliği, rahat havalandırabileceğiniz aydınlık bir oda olmasıdır. Lüzumsuz fazla eşya ile dolu bir odada, annenin hareketleri, bebeğin görüş, hareket ve oyun alanı kısıtlanır.
Odanın sıcaklığına da dikkat etmek gerekir. Bebek, soğuktan büyüklere oranla daha çok etkilendiği için, nem oranına da dikkat etmek koşulu ile, odanın ne çok sıcak nede soğuk olmaması gerekir, genel olarak 20 - 22 derecede tutulması uygun olacaktır. Yeni doğmuş bir bebeğin solunum yolları hassastır; bu yüzden ısıtıcıların ve radyatörlerin üzerine su kapları koymak gerekir.

ODANIN ZEMİNİ
Bebek odasının zemininin taş, mermer veya seramik gibi soğuk ve sert bir malzeme ile kaplı olmaması gerekir, halı ise alerjik özellikler, hijyen ve temizlik açısından toz ve mikroorganizmalar biriktirebileceği için uygun değildir ve kullanılmamalıdır. Ahşap veya mantar parkeler hem sıcaklık, hem yumuşaklık hem de hijyen açısından çok kullanışlıdır.

RENKLER
Bebeğinizin odasında yağlı boya yerine çabuk kuruyan, koku bırakmayan ve bakteri barındırmayan su bazlı boyaları kullanabilirsiniz. Bebeğinizin gözlerini yormayacak, olumlu etkisi ve sakinleştirici etkiye sahip olan pastel renkler kullanabilirsiniz. Koyu olan renkler odayı küçük ve kasvetli gösterirler açık renkler ise ferah gösterirler. Odaya bir hareket getirmek için aksesuarlarınızı renkli kullanabilirsiniz. Duvarlarını renkli bordürler veya duvar süsleri ile renklendirebilir, bebeğinizin ilgisini çekebilecek neşeli bir hale getirebilirsiniz. Bordürleri ve dekorları duvarda yüksek yerlere doğru yerleştirmek çocuğun bordürleri ve dekorları koparmasını engellemiş olur.


IŞIK VE AYDINLATMA
Bebeğinizin odası rahat havalandırılabilecek ve güneş ışığı alan aydınlık bir oda olmalıdır. Özellikle avizeden gelen ışığın kuvvetli bir şekilde direkt bebeğinizin gözüne gelmemesi gerekmektedir, bu onu rahatsız edecektir. Bebekler ışığa bakmayı çok severler, bundan dolayı odanın ışık kaynaklarının bebeğinizin gözünü rahatsız etmeyecek kadar kuvvette, mümkün ise ayarlı olması gerekir. Gece için de az ışık veren ve emniyetli bir yerde duran gece lambaları tercih edilmeli. Bebek odasında en güvenli ışıklandırma tavandan yani bebeğinizin ulaşamayacağı yerden yapılabilir, unutmayın kolayca kordonları çekilebilecek ve devrilecek aydınlatmalar asla kullanılmamalıdır...


MOBİLYALAR
Bir bebek odasında olması gerek mobilyaların başında bebek karyolası, şifonyer, elbise dolabı, ve alt açma ünitesi gelmektedir. Bunlara ek olarak emzirme koltuğu, oyuncak sandığı, raflar vs. eklenebilir. Her zaman unutmamanız gereken konu odanın annenin, bebeğin veya çocuğun hareketlerini kısıtlamayacak kadar eşya ile dolu olmasıdır.
Mobilya seçiminde dikkat edilmesi gereken konuların başında şunlar gelmektedir;
ü Mobilyaların kaliteli ve dayanıklı malzemelerden yapılmış olması gerekir, unutmayın daha ucuz olsun diye alabileceğiniz kalitesiz malzemeler ile üretilen mobilyalar aslında size daha pahalı maliyetler açacaktır.
ü Çocuğunuzun her zaman küçük kalmayacağını unutmayın ve mobilyalarınızı özellikle elbise dolabını çok küçük ölçülerde ve az derinlikte almayın.
ü Mobilyaların sadece dış görüntüsüne, şekline ve güzelliğine değil, malzemesine, kalitesine, içlerine, arkalarına, çekmecelerine, çekmece altlarına kadar bakın, inceleyin ve sorun.
ü Özellikle kullanılan malzemelerin kaliteli olduğundan emin olmalısınız.
ü Mobilyaların köşeleri sivri olmayan yuvarlak hatlarda olmalı ve bebek veya çocuğunuzun çarpması anında kendisine zarar verecek yapıdan uzak olmalıdır.
ü Kesinlikle mobilyaların herhangi bir yerinde cam kullanılmamalıdır. Mutlaka mobilyamda cam görüntüsü olsun diyorsanız bu görüntüyü kırılmaz mika (fleksi) ile sağlayabilirsiniz.
ü Duvara monte raflar küçük odalar için çok ideal olabilir, fakat rafın yerleştirileceği yer çok önemlidir, raf; sizin odada hareket ederken çarpmayacağınız ve bebeğinizin veya çocuğunuzun kafasını vuramayacağı, tırmanıp üzerine asılamayacağı veya üzerindekileri aşağıya çekemeyeceği yerde olmalıdır.
ü Tüm mobilyalar çocuğunuzun tırmanıp veya üzerine asılıp deviremeyeceği şekilde mümkünse duvara monte edilmelidir.

BEBEĞİN KARYOLASI
Karyola ve parmaklıklarda keskin ve sivri olmayan yuvarlak ve bebeğinize zarar vermeyecek hatlar tercih edilmeli ve parmaklıklar inip kaldırılabilir olmalı, Fakat bu işlevi sağlayan mekanizmaların çok güvenli ve doğru uygulanması gerekir. Özellikle parmaklıkların inip kalkmasını sağlayan sustanın bebeğinizin eli ile yetişebileceği, parmaklarını sıkıştırabileceği üst kısımda bulunmaması gerekir, anne ve baba için biraz zor olsa da bu mekanizma mutlaka bebeğin erişemeyeceği alt kısımda olmalıdır.
Yatağın kenarları (korkuluklar) bebeğinizin yataktan düşmeyeceği ve atlayamayacağı kadar yükseklikte olmalıdır.
Parmaklıkların mümkün olduğu kadar sağlam olması gerekir, lake olan parmaklıkların daha zayıf olan MDF veya suntadan değil mutlaka sağlam, birinci sınıf ve kuru ağaçtan yapılanlarını tercih edin. Parmaklık araları bebeğinizin kafasının geçmeyeceği kadar yakın fakat elini ve ayaklarını sıkıştırmayacağı kadar mesafeli olmalıdır.
Bazı bebek karyolalarının alt kısmında çekmeceler bulunmaktadır, bu çekmecelerin ilk önce dezavantajından bahsedelim, bebeğiniz büyüdüğü zaman onu biraz daha emniyete alıp yatağı aşağıya indirip, böylece korkuluk yüksekliğini arttırmak isterseniz altta bulunan çekmecelerden dolayı bunu yapamazsınız. Yine de benim bebeğimin yatağında çekmece olsun diyorsanız bir bebek karyolasının boyunca uzun tek bir çekmece yerine mutlaka sağlam bir yapıda en az iki çekmeceli olanlarını tercih etmelisiniz. Çünkü uzun çekmeceler diğerleri kadar dayanıklı ve kullanışlı değildir, açıp kaparken esneme yapabilir veya altı çıkabilir.
Genç odası olabilen takımlarda, büyüyen karyola diye tabir edilen ve karyolanın ayakucu kısmına monte edilmiş komodinler veya şifonyerden oluşan karyolaların ekonomiklik anlamında yararlarıyla birlikte bazı dezavantajı vardır, bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
İlk olarak diğer karyolalara göre görüntü kabalığı ve büyük yer işgali söz konusudur. Bebeğinizin en çok kullanacağı mobilya olduğu için muhtemelen en çok zarar vereceği mobilyada karyolası olacaktır, bu durumda bu karyola büyüdüğü zaman bir tadilat veya yeni boya gerektirecektir.
Bu tip karyolalarda ayakucunda bulunan komodinler bebeğinizin el ve parmaklarını sıkıştırması açısından tehlike yaratacaktır. Ayrıca ayak ucunda bulunan modül diğer şifonyerlere daha yüksekte olduğundan bebeğinizin altını değiştirirken siz alçakta kalacaksınız. Alt değişimini yapacağınız modül her iki tarafı açık olduğu için bebeğinizin kontrolü daha zor ve tehlikeli olacaktır. Bebeğiniz ayakucundaki modüle tırmanabilir ve bu modülün çekmecelerini çekebilir, ellerini sıkıştırabilir.
Ekonomik ürün olması açısında karyoladaki yatağın uzun ve ayakucuna kadar olması gerekir, yoksa tekrar yatak satın almanız gerekecektir, bu durumda lastikli çarşaf kullanamaz ve yatağı kolayca yerinden çıkarıp temizleyemez ve havalandıramazsınız. Bebeğinizi biraz büyüdüğü zaman daha fazla emniyete almak için karyolanın altını daha fazla indiremezsiniz.

BEBEK YATAĞI
Yatak seçiminde mümkünse anti-bakteriyel ve doğal kauçuktan imal edilmiş lateks yataklar tercih edilmelidir, fakat bu yataklar diğerlerine göre daha pahalıdır. Bunların dışında uygunu orta sertlikte bir yaylı (yarı ortopedik) yataktır. Piyasalarda 70 x 130 cm. veya 70 x 140 cm ebatlarında iki çeşit yatak bulunmaktadır, fakat bazı yatak üretici firmalar istenilen ölçüye uygun yatak üretmektedirler. Genellikle çocuğunuz bu yatakları 4 – 4,5 yaşına kadar kullanabilir. Yatak karyolaya tam oturmalı, bebeğin kolunu ya da kafasını sıkıştırabileceği boşluklar olmamalıdır.
Yatağın daha temiz kalması açısından yıkanabilir yatak koruyucu kullanabilirsiniz. Çarşaf ile yatak arasına sıvı geçirgenliğini önleyecek bir koruyucu (alez) takılmalıdır. Böylece kusma, çiş gibi sızıntıların oluşturacağı, temizlendiği halde oluşacak bakterilere ve kokuya engel olabiliriz.

YATAK ÖRTÜLERİ VE DİĞER TEKSTİL ÜRÜNLERİ
Kolaylık açısından bebek yatarken toplanmaması için lastikli çarşaf kullanabilirsiniz, yeni doğan bebeğinizin hassas teni için çarşafınızın ve nevresim takımınızın mutlaka %100 pamuklu kumaştan olması gerekmektedir. Sentetik ürünler tercih edilmemelidir. Sade kolay temizlenip, yıkanıp ütülenebilen yatak örtü takımları ve nevresim takımları seçmek daha yerinde olacaktır.
Yatak kenar, baş ve ayakucu korumaları fermuarlı dışı yıkanabilen içinde tekrar kumaşla kaplanmış süngerden oluşmalıdır. Yatağın kenarına koyacağınız kenarlıkların bağcıklarının uzun olmamasına dikkat edin.
Alt değiştirme ünitenizde ise kumaş bir alt açma minderi; hijyen, temizlik ve kullanım açısından iyi olmayacaktır, çünkü bebeğinizin altını değiştirirken ıslanan, kirlenen alt açma minderinizi yıkadığınız zaman günde birkaç defa altını değiştireceğiniz için temizleyip, kurutup bunu tekrar kullanamayacaksınız. Bundan dolayı piyasalarda satılan temizliği ve kullanımı kolay kumaş olmayan alt açmalardan temin edebilir, bunu kullanırken üzerine pamuklu bir kumaş veya havlu koyabilirsiniz.

ALT AÇMA ÜNİTESİ VE ŞİFONİYER
Alt açma veya eğer şifonyerinizin üzerini bu iş için kullanıyorsanız, bu üniteler bebeğinizin ilk yaşlarında sizin en çok kullanacağınız mobilyalar olacaktır. Bu ünitenin boyu mutlaka bebeğinizin altını değiştirebileceğiniz en uygun yükseklikte olmalıdır. Çekmeceleri, rafları ve üst tablası ile her bakımdan kullanışlı ve kolay temizlenebilir olmalıdır. Bazı mobilya firmalarında ilk senelerde üzerinde özel ve emniyetli alt açma modülü bulunan ve daha sonra değiştirebileceğiniz yedek üstü ile kullanabileceğiniz alt açmalı şifonyerler bulabilirsiniz. Alt değiştirme ünitesinin yeri iyi düşünülmelidir, bebeğinizin altı değişirken hava akımının olmayacağı, ışığın sizin iyi görebileceğiniz fakat bebeğin gözlerini rahatsız etmeyecek şekilde gelmesini sağlamalısınız.

ELBİSE DOLABI
Bebeğinizin her zaman küçük kalmayacağını unutmayın ve özellikle elbise dolabını büyükçe tercih edin, daha sonra odaya eklemek isteyeceğiniz bir mobilya modülü size daha masraflı olacaktır.
Belki en çok harcamayı yapacağınız bu ünite için tüm mobilyalarınızda olduğu gibi elbise dolabınızın da kalitesine dikkat ederek, özellikle kapakların ve çekmecelerin çok ağır olmamasına, rahat açılır ve kapanır olmasına, menteşelerine ve raylarına, çekmece altlarına ve dolap arkasına çok dikkat edin. Tekrar sökülüp monte edilebilmesi için dolap arkalığının çivi ile değil vida ile takılmasına özen gösterin. Tasarımı açısından görüntü güzelliğiyle birlikte kullanışlı olmasına ve sizin beklentilerinize cevap vermesi gerektiğini unutmayın, bebeğinizin odasının en düzenli şekilde kalabilmesi için çok iyi dizayn edilmiş bir elbise dolabınıza ihtiyacınız olacaktır. Bu dolabın bir kısmını çocuğunuzun oyuncaklarını muhafaza etmek içinde kullanabilirsiniz. Elbise dolabında kesinlikle camlı kapaklar tercih etmeyin, çocuğunuzun güvenliği için mutlaka bu görüntüde bir dolap istiyorsanız bunu kırılmayan mika ( fleksi ) ile sağlayabilirsiniz. 

NOT: Elbise dolabının önüne kesinlikle bebek karyolasını koymayın, deprem gibi doğal afetler sonucu elbise dolabınız çocuğunuzun karyolasının üzerine devrilebilir. Eğer başka türlü bir yerleştirme yapamıyorsanız, mutlaka elbise dolabını duvara monte ettiriniz.

BABY SHOWER

“HOŞGELDİN BEBEK”…


İşte size Amerika’dan ithal yeni bir parti çeşidi. “Baby Shower” partisi…
Hani biz özentiyiz ya, hani her şeyin İngilizcesini söylemeyi tercih ederiz ve herkes İngilizce bilmek zorundadır ya. İşte sırf bu yüzden ısrarla Türkçe bir karşılık kullanmamakta direniriz.
Oysa ne olabilir;
Bebeğe Hazırlık Partisi, Bebeğe (ya da yeni anneye) Hediye Yağmuru, Çocuksuz Hayata Veda Partisi, Bugünleri Çok Özlersin Partisi ya da “HOŞGELDİN BEBEK PARTİSİ”. (ben en çok bunu beğendim)

Nedir bu Bebeğe Hazırlık Partileri?


Internete girip de arama yaptığınız zaman karşınıza birçok değişik site çıkar.  Parti nasıl yapılır? Kimler davet edilir? Nasıl düzenlenir? Neler ikram edilir? Ne hediye alınır? İşte size kısaca “Hoş geldin Bebek Partisi” rehberi.
Bu partini asıl amacı ebeveynlerin doğumdan sonra bebek için ihtiyaç duyacakları eşyaları toparlamalarına katkıda bulunmaktır.

Nasıl olur bu Bebeğe Hazırlık Partileri?

Önce olması gerekenleri paylaşmak istiyorum. Sonra Türkiye’de nasıl uygulandığına beraber göz atalım.
Anne adayı; bebek doğduktan sonra ihtiyaç duyacağı kılık, kıyafet, eşya ve her türlü detayın bir listesini çıkarır. Bu listede bebek yatağından pusete, önlükten çıngırağa, bornozdan tırnak makasına kadar her şey olabilir. Daha sonra bu listeyle bebek ürünleri satan mağaza ya da mağazalara giderek, ya da internetten bakarak o mağazadaki ürünlerden bir liste oluşturur.
Genellikle anne adayını yakın bir arkadaşı ya da arkadaşları partinin organizatörlüğünü üstlenir. Eğer etrafta yakın arkadaşı yoksa anne adayının kendisi de partiyi yapabilir ama bu pek sık görülen bir uygulama değildir. Anne adayı, arkadaşına ihtiyaç listesini ve partiye çağırmak istedikleri arkadaşlarının isimlerini verir. Yakın arkadaş uygun bir zamanda düzenleyeceği bu partinin haberini listeyle birlikte anne adayının arkadaşlarına gönderir, ve şöyle der: “Hu huuu, Gebe için Bebek Partisi yapacağız, gelirseniz çok seviniriz. Ha, bu arada, Gebe’nin ihtiyaç listesi filanca mağazasında kayıtlı, hediyesini oradan alabilirsiniz.“
Yurtdışında bu parti çok eski bir gelenek olduğu için çok ciddi bir piyasası da mevcuttur. Bebek mağazalarının bebek ihtiyaç listesi ile ilgili broşürleri de bulunur.
Aslında düşünecek olursanız biz de zaten bu ihtiyaç listesini her halükarda bu listeyi hazırlıyoruz. Ne de olsa parti yapılsa da yapılmasa da, hediye gelse de gelmese de bu ihtiyaçlar temin edilmek zorunda.  hazırlanır. Nitekim yurtdışında “Baby Registry” denilen bu listenin yapılması o kadar kanıksanmıştır ki, doğum yaklaştıkça bebek için hediye almak isteyen herkes parti olsun olmasın, partiye gelsin gelmesin anne adayına “listen nerede?” diye sorar ve hediyesini alır.
Gelecek olanlar “Ne alsam?” derdine düşmez. Gider o mağazadaki listeden bütçesine uygun bir şeyler alır. Gelemeyecek olanlar “Ben gelemiyorum ama en azından hediyesini göndereyim bari” diyerek katkıda bulunmuş olur. Başka şehirlerde katılanlar da ister internet üzerinden, ister mağazanın kendisinden hediyeyi alarak anne adayının evine, ya da partinin olacağı yere hediyeyi gönderebilirler.
Parti günü geldiğinde yakın arkadaş(lar) evi süslerler, misafirler gelir, anne adayı ise bazen orada bulunabilir, bazen assolist gibi sonradan gelir. Yemekler yenir, çeşitli oyunlar oynanır. Bu oyunlara örnek vermek gerekirse: Bebek mamalarının tatlarına bakarak içinde hangi sebzelerin olduğunu tahmin etmek,  anne aydının göbek evresini tuvalet kağıdı ile ölçmek, ebeveyn adaylarına iyi dilek kartları yazmak sayılabilir. Ünan anlam ve önemine istinaden temalı bir pasta yaptırılır.
Ve son olarak hediye faslına geçilir: Anne adayı rahat bir koltuğa oturtulur ve tüm misafirlerin “Ay, ne kadar tatlı!” “ne şirin değil mi?” yorumları arasında hediyelerini açar.
İlgili bir arkadaş kimin ne hediye aldığını not alır. Böylece anne adayı partiden sonra herkese tek tek teşekkür notları gönderebilir. 
Partiden ayrılırken de herkese o günü hatırlatacak minik bir hediye verilir. Bebekli şekerler, kurabiyeler, minik çikolataların olduğu minik çantalardan oluşabilir bu hatıra hediyeleri.
Ve tabii ki anne adayı için çok, çok keyifli, hatta hayatının en unutulmayacak günlerinden biridir. Bütün ilgi sadece onun üzerindedir; sevdiklerinin çoğu yanındadır. Artık doğumun yaklaşmasının verdiği sıkıntılar birkaç saatliğine de olsa unutulur; kilolar her yerini sarmış, parmakları ödem yapmış, ayakkabılar iki numara büyümüş olsa bile gün onun günüdür. Herkes orada onun için toplanmıştır. Ve orada hediyelerin açılmasıyla bebeğin gelişi bir adım daha yaklaşmış, o minik kıyafetlerin içine yakında bir insanın gireceği, araba koltuğunun artık boş kalmayacağı gerçeği su yüzüne çıkmıştır.
Bu parti sürpriz olabilir, olmaya da bilir. Bundan bir süre önce partisine gittiğim, ilk bebeğini bekleyen bir arkadaşım sürpriz olmasını istememiş ve bu düşüncesini “Bence hamile bir kadına sürpriz yapmak hiç de iyi bir fikir değil!” şeklinde açıklamıştı. Katılmadığımı söyleyemeyeceğim. 30 küsur haftalık, havadan nem kapan, Braxton Hicks kasılmalarıyla uğraşan, karnı burnunda bir gebeye eve girdiği anda 20 kişi “Sürpriiiiiz!” diye bağırsa, sonra da kadıncağızın korkudan su kesesi patlasa, sancıları başlasa, olacaklardan kim sorumlu tutulabilir?!!!


Türkiye’de nasıl?


Hoş geldin bebek partisi Türkiye’de yurtdışındaki amacından biraz daha farklı oluyor. Buradaki partilerin amacı “biz kızız” günlerine dönüyor ama bu anne adayının eğlendiği gerçeğini değiştirmiyor.
Türkiye’de liste yapma olayı daha yeni bir kavram. Biz Türkler ihtiyaçlarımızı dile getirmekte biraz çekingen kalıyoruz. Biraz da “özenti” olarak görüyoruz bu kavramı sanırım.
“Baby Shower” partileri son zamanlarda bir trend haline geldi. Organizasyon şirketlerinin gündemlerinden düşmüyor. Bütçesi el veren istediği gibi yapsın, sefası olsun. Ama asıl amaç unutulmasın: İhtiyaçları karşılamak…
Bana bir Bebek Partisi davetiyesi geldiğinde yaptığım ilk iş “listesi nerede?” diye sormak oluyor. Eğer cevap “liste yapmadı” olursa, canım oldukça sıkılıyor. Bir taraftan “ne alsam?” diye düşünmek durumunda kalıyorum, diğer taraftan aldığım eşyanın işine yarar olup olmayacağından emin olmaya çalışıyorum.



Ülkemizde liste yapma alışkanlığı olmadığı için bu hizmeti veren anne-bebek mağazaları da pek yok. İşte bazıları:

Mother Care: Bazı şubelerinde bu hizmeti veriyorlar.

Joker: Hizmet veriyor ancak., ihtiyaç listenizi oluşturuyor ve şubeye veriyorsunuz. Mağaza bunu merkezi sistemine giriyor. Listeden alışveriş yapıldıkça alınanlar listenizden otomatik olarak düşüyor. Mağazalarda yapılan liste ile internetten yapılan liste birbirinden bağımsız oluyor. Yani internetten yapılan alışverişleri mağazalardaki listeden otomatik olarak düşmek mümkün olmuyor. Ancak marka yine de mağazalarla koordineli bir şekilde bunun takibini yapıyor. Kısacası anne adayının hem mağazada, hem de internet üzerinde listeyi iki kez oluşturması gerekiyor.

Her ne kadar bunun aslında tek bir merkezi sistemden koordine edilen bir liste olması daha doğru olsa da bir şekilde bir uygulamayı başlatmış olmalarını kâr sayabiliriz.

Cuma, Şubat 26

Vintage

Hikayesi olan giysiler


Vintage yeniden kullanılmaya başlanan eski giysi demek.

Vintage bir keşif yolculuğudur. Keşfetmesini sevenler, yaşanmışlık hikayelerine önem verenler ve farklılık tutkunları vintage tercih ediyor. 

Vintage modasal anlamda; modada eskiye dönüşü anlatır. Tam anlamıyla vintage giyinmek ayrı bir özen ister. Gerçekten 60’lardan ve 70’lerden kalan elbiseleri bulup giyinmek yürek ister doğrusu. Vintage moda olduğundan beri bir çok marka podyumlarından Vintage rüzgarı estirmeye başladı. Yeni tasarlanan vintage kıyafetler sezonun en çok tercih edilenlerinden.
Vintage yeniden kullanılmaya başlanan eski giysi demek.

Vintage bir keşif yolculuğudur. Keşfetmesini sevenler, yaşanmışlık hikayelerine önem verenler ve farklılık tutkunları vintage tercih ediyor. 

Vintage modasal anlamda; modada eskiye dönüşü anlatır. Tam anlamıyla vintage giyinmek ayrı bir özen ister. Gerçekten 60’lardan ve 70’lerden kalan elbiseleri bulup giyinmek yürek ister doğrusu. Vintage moda olduğundan beri bir çok marka podyumlarından Vintage rüzgarı estirmeye başladı. Yeni tasarlanan vintage kıyafetler sezonun en çok tercih edilenlerinden.
Vintage trendi "Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı" sözünü yalanlarcasına hızla yayılmaya devam ediyor.
Moda eski modası olunca, yeni markalar da eskitilmiş görünüme sahip yeni modeller tasarlıyor. Böylece hem yeni hem de vintage görünümlü giysilerin sahibi olabiliyorsunuz.  Her eski şey vintage değildir. Belli bir geçmişi, belli bir dönemi temsil etmesi lazım ve belli bir akıma ait olması gerekir. Ya da önemli bir tasarımcının ikonlaşmış tasarımı olabilir.

ÖNCÜSÜ KATE MOSS

Hayatımıza bir kaç sezon öncesi girmeyi başardı ve çok kişinin ilgi duyması ise Kate Moss'un önderliğinde başladı. Giydiğiniz kıyafeti başkasının üzerinde görmek istemiyorsanız modası geçmesin, özel ve farklı olsun hatta fiyatı da uygun olsun diyorsanız vintage butiklerini gezmenizi tavsiye ederim. Trend olacağım diye pişti olmaktansa sürüden kopmak istiyorsanız, kimi zaman ucuz, kimi zaman da pahalı bir vintage giysi tercih edebilirsiniz. Artık çoğu mağazanın bir bölümü vintage'den oluşuyor.



VİNTAGE TUTKUNLARI

Özellikle yurt dışında moda tutkunları gerçek vintage'in peşindeler; yani eskitilmiş görünümü yeni modeller satın almak yerine gerçekten 60'lı 70' li yıllardan kalma orijinal giysiler bulup giyiyorlar. Böylece hem çok özgün hem de ilgi çekici olabiliyorlar. Asıl vintage hikayesi olan giysidir. Amerika'da Salvation Army adıyla 70'li yıllardan kalma kürklere, cizgili gömleklere, kalem eteklere ve Grease yıllarının giyimlerine ulaşmak mümkün. "Sokaklarda herkes gibi bir örnek giyinenlerden olmak istemiyorum ya da ben de gerçek vintage giymek istiyorum" diyorsanız internet sayesinde hemen ayagınıza kadar postalatabiliyorsunuz www.ebay.com

ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Hayat tarzınıza, stilinize, vücut tipinize uygun kıyafetler alın. Çok geniş omuzlarınız varsa Amerikan futbolcularına benzememek için Thierry Mugler'in vatkalı, 80'ler ceketlerinden uzak durun.
Düşük belli elbiseler genelde 20'lerden kalmalıdır. Polyester üzeri rengarenk baskılar ve yuvarlak yakalar 60 ların ince belli kabarık etekli elbiseler 50'lerin öne çıkan özellikleridir. Almayı düşünmediğiniz değerli parçaları denemeyin. Eski olan herşeyin değerli olmadığını unutmayın.

Özellikle 70’lerden kalan parçalar bu sezonun en büyük ilham kaynaklarından. Vintage ile birlikte; kabarık omuzlar, kalem etekler, dantel detaylar, klasik ayakkabılar (oxford tarzı), kaşe montlar, kapitoneler, büyük kemerler, kelebek güneş gözlükleri ve dekorasyonda da eskitme mobilyalar ön plana çıkmaya başladı. Unutmayın ki 70’ler en kadınsı tasarımların sergilendiği yıllardan biriydi ve moda tarihine damgasını vurdu bu yüzden transparanlık ve dantellerin içinden gülümseyen iç çamaşırları da oldukça moda.







Yves Saint Laurent ile Yeni Vintage

Yves Saint Laurent'in moda dünyasına kazandırdığı son kapsül koleksiyonu, markanın çevreci bilincini ortaya koyuyor. YSL arşivinden eski kumaşların göz alıcı tasarımlara dönüştürüldüğü vintage koleksiyonun üçüncü edisyonu, YSL'nin Paris, Londra ve New York mağazalarında satışa sunuldu.

Vintage Giyim İçin En İyileri

Alışveriş ihtiyacınızı oturduğunuz yerden yapmak istemez misiniz? Artık internet ortamında alışveriş yapmak her kesimden insanın tercih ettiği bir yöntem haline gelmeye başladı. Alışveriş sitelerinin güvenli bir hal alması ile birlikte günden güne artan bir talepte daha elverişli ve cazip bir yöntem olmasını sağlıyor.

İnsanların internetten alışveriş yapmaya yönelmesi ile birlikte onlarca sitede bu alanda hizmet vermek için birbiri ile yarışıyor. Bu alanda seçici olmaya çalışan müşterilerin en çok dikkat ettiği şey güvenilir olması, hesaplı olması ve kolay alışveriş yapılabiliyor olmasıdır.

Vintage Gelinlik

Gelinlik denince akla etekleri kabarık balo elbisesi tarzı kostümler gelse de son birkaç yıldır, vücudu saran ancak dizlerden sonra genişleyen denizkızı tarzının gittikçe arttığını söyleyebiliriz. 1980'lerde oldukça yaygın olan bu stil, modadaki 80'ler akımının etkisiyle günümüz gelinliklerine yansımış durumda.
Son dönemde moda dünyasını kasıp kavuran vintage akımı gelinliklerde de kendini gösteriyor. 1920'lerden, 60'lardan kalma bir gelinlik de giyebilirsiniz. Ama gelinliğinizin hangi döneme ait olduğunu bilin. Ayrıca onlarca yıllık bu gelinlikleri alırken dikkat edilmesi gereken noktalar da var. 1920’lerin gelinleri dönemin elbiseleri gibi kısa etekli gelinlikler giyiyordu. 1930'lar Hollywood modasından etkilenmişti. Metrelerce tülün kullanıldığı gelinliklerde etekler uzun ve zarifti. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ise giysi materyallerindeki kısıtlamalardan dolayı basit gelinliklere yönel indi. 1950'li ve 60'lı yıllar ise Yeni Görünüm ün habercisiydi. Kolsuz gelinlikler ilaç kutusunu anımsatan şekillerde baş aksesuarlarıyla tamamlanıyordu. 1970 ve 1980'lerde ise kişisel stiller önem kazanmaya başladı.

İstanbul'un en iyi vintage mağazaları

İkinci el giysi dükkanları, bugün herkesten farklı ve özgün bir giyim tarzı edinmek isteyenler için gözde moda adresleri. Vintage veya retro (eski dönemlere ait) her tür kıyafet ve aksesuar, günümüzde çok hızla tüketilen hazır giyim karşısında kendine bir yer edindi. Bu tür kıyafet ve aksesuarları satan mağazalar da İstanbul’da son yıllarda hızla çoğaldı, içlerinden bazıları sağlam bir şöhrete sahip oldu.

BY RETRO
700 metrekarede yok yok…
Burası, İstanbul’un en büyük ikinci el ve vintage mağazalarından biri. İkinci el ürün denildiğinde akla ilk gelen markalardan Delta ve Mitex’in Türkiye distribütörlüğünü yapan mağaza, İstiklal Caddesi’ndeki Suriye Pasajı’nda yer alıyor. Çok çeşitli ürün bulunabiliyor: Elbiseler, etekler, hırkalar, pantolonlar, her türlü ayakkabı ve bot, takılar, gözlükler, antika objeler... Hatta ilk başta 700 metrekareye yakın mağazada kendinizi kaybedecekmiş hissine kapılıyorsunuz. Genellikle 1950, 60 ve 70’lerin kıyafetleri var, daha ender olarak da 1930 ve 40’lara ait özel parçalar. İspanya, Fransa ve Almanya başta olmak üzere birçok ülkeden toplanarak oluşturulmuş koleksiyon iki ayda bir yenileniyor. Fiyatlar, kıyafetlerin durumuna ve ait oldukları döneme göre değişiyor.
İstiklal Caddesi, 166/C Suriye Pasajı Beyoğlu. 0212-245 64 20
VINTAGE
Ece Sükan’ın mağazası…
Kasım 2006’da Ece Sükan tarafından Teşvikiye’de açılan Vintage, 20. yüzyılın önde gelen moda ikonlarının tasarımlarına ulaşılacak bir adres. Yves Saint Laurent, Chanel, Balenciaga gibi birçok önemli markanın ikinci el kıyafetlerinin, çanta, ayakkabı, gözlük gibi aksesuarların yer aldığı dükkanın vitrini bile insanı çekiyor. Buradaki ürünlerin bir eşi daha yok. Ece Sükan, bir "konsept dükkanı" olarak tanımladığı Vintage’a giyinmeyi bir sanat olarak gören ve bundan zevk alan insanların ilgi gösterdiğini söylüyor. Ahmet Fetgari Sokak (Kalıpçı Sokak) No: 152 Teşvikiye. 0212-233 54 39
SECOND CHANCE
Elde edilen gelirle bağış yapılıyor…
Hem ikinci el hem de vintage ürünlerin bulunduğu Second Chance, Nurkan Leventoğlu ve manken Ahu Yağtuğ’a ait. Bir yılı aşkın süredir Bebek Yokuşu’nda hizmet veren mağazada, elbise, tişört, kazak, şapka, takı, gözlük, pelüş, kürk ve ayakkabı gibi ürünler var. Hem kiralanabiliyor hem de satın alınabiliyor. Genelde 1960, 70 ve 80’lere ait ikinci el ve vintage ürünler yer alıyor. Avrupa ve ABD’den de birçok ürün getirmişler. Bu ürünlerden elde edilen gelirlerle Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı, Köy Çocuklarını Yükseltme Derneği ve Kadın Emeğini Koruma Derneği’ne bağış yapılıyor. Dior, Valentino ve Chanel gibi birçok markanın vintage ürünleri de bulunuyor. Küçük Bebek Caddesi Bebek Bostanı Sokak No: 15 Bebek. 0212-265 07 51
ŞEYMEL
Kürklerin hepsi imitasyon…
Yasemin Genç’in Galatasaray’daki mağazası Şeymel bir yıllık. Mobilya tasarımı eğitimi gören, bir süre vitrin tasarımcılığı yapan Yasemin Genç, ailesinden kalan eski giysileri biriktirmeye bir hobi olarak başlamış. Zaman içinde bir mağaza açmaya karar vermiş. Şeymel’in ferah ve havadar bir atmosferi var. Çoğu ikinci el kıyafet dükkánındaki tıkış tıkış, daraltıcı ortam ve küf kokusu burada yok. 1920’lerden 80’lere kadar çeşitli dönemlere ait kıyafet ve aksesuarları bulabiliyorsunuz. Elbise dışında, şapka, gözlük, bijuteri, eldiven, ayakkabı ve çanta da mevcut. Kürk mantoların hepsi imitasyon. "Ben bu konuda biraz katıyım, gerçek kürk satmıyorum" diyor Yasemin Genç.  Turnacıbaşı Sokak, Anabala Han, No: 13, Kat 1 Daire 101, Beyoğlu. 0212-244 73 62

İşte vintage alanında alışveriş yapabileceğiniz en iyi siteler…
Ender Bulunan Tasarımlar
Hollywood Işıltısı
Ödüllü Şıklık
80′ler Havası
Hesaplı Şıklık
www.vintagevixen.com