Çok insan tanıyorum detaylarda boğulan.
Detaylarla uğraşırken büyük resmi, ana konuyu kaçıran.
Ve hatta hayatı kaçıran.
Evet mükemmellik ayrıntıda gizli ama, ayrıntıda çok da boğulmamak lazım.
Bütünün parçalardan oluştuğu kesin.
Düşünsenize bin parçalık yapbozun bir parçası eksik. Ne kadar sırıtır değil mi?
Ama o parça olmasa da dokuzyüzdoksandokuz parça ile yapbozun neyi anlatmak istediğini anlayabiliriz.
Detaylarda boğularak hayatı kaçırmayın.
Benden söylemesi..
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar. Juan, “Yalnızca kum” diye yanıt verince polis, “Aç bakalım çantaları” der.
Juan çantaları açar. Polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka bir şey bulamaz çantada. Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her türlü tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka bir şey yoktur. Polis, çantalarını Juan’a verir ve sınırdan geçmesine izin verir.
Ertesi gün Juan, motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan’ı yine durdurur, didik didik arar ve bir şey bulamaz yine. Onu serbest bırakmak zorunda kalır.
Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder.
Bir gün emekli polis Meksika’da bir barda otururken Juan’ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır; “Senin yıllardır bir şeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım. Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını? Aramızda kalacağından emin olabilirsin.”
Juan gülümseyerek yanıtlar: “Motosiklet”
Cümle kalem;
Ayrıntılara takılıp kaldığımızda, bütünü, yani ormanı kaçırırız. Aslında bir ağaçta ormanın bütünlüğü ve kutsallığı saklıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder