Çok kibar bir uslupla yazılmış,
içinde hafif sitem, serzeniş olan
biz kadınların kendi aramızda dile getirdiğini
kaleme almış bir mektup.
Teşekkürler Birhan Eroğlu
Ama diplomanız olmadığı halde, cumhurbaşkanı oldunuz.
Nasıl yaptınız bunu?
Korkutarak mı?
Tehdit ederek mi?
Evet, üniversite mezunu değilsiniz siz.
Nerden mi biliyorum?
Geçenlerde siz itiraf ettiniz farkında olmadan.
Ne dediniz rektöre, yüzünüzde o yalan söyleyen insanlara has ifadeyle?
‘’Çıkartın arşivden şu diplomayı da, görsünler’’.
Aynen böyle söylemediniz mi?
Peki, elinizde diploma ya da bir çıkış belgesi yoksa (belli ki yok, olsaydı kürsüden sallardınız eminim)
Cumhurbaşkanlığına aday olduğunuzda, ne gösterdiniz Yüksek Seçim Kurulu’na?
………………………………………………………………………….
Üniversite mezunu olmamak ayıp değil de, sizin yalan-dolanla, diplomanız varmış gibi cumhurbaşkanı olmanız ayıp.
Bu ayıbı örtmek için seçtiğiniz yol ise, her zamanki gibi, yine kadınlara sataşmak.
Sizin söylediğinizi hakikaten kulaklarınız duymuyor galiba.
Ne demek, ‘anne olmayan kadın, yarımdır’?
Yanlış biliyorsunuz siz, yarım olmak böyle bir şey değil.
Yarım olmak, tam olarak bunu size söyleten beyninizin durumu bence.
Hem neden ‘baba olmayan erkek, yarımdır’ demiyorsunuz da, yine kadınlara vuruyorsunuz belden aşağı?
Ne sorununuz var sizin kadınlarla?
Neden bu kadın düşmanlığı?
Hiç mi sevmediniz bir kadını ya da hiç mi sevilmediniz bir kadın tarafından?
Sahi siz eşinize, komşu kadına seslenir gibi, ‘Emine Hanım’ diye hitap etmek yerine, hiç ‘aşkım’ dediniz mi?
Sanmıyorum…
Deseydiniz, her şey çok farklı olabilirdi.
Çok mu şey bekliyorum sizden?
Evet, sanırım öyle.
----------------------------------Birhan Eroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder